“Şov devam ediyor: Muhteşem yapılarıyla en meşhur ve görkemli , Amerika’daki gösteri merkezleri”
Muhteşem yapılarıyla, sergilenen gösterileri ile Amerika’daki en önemli şeylerden biri de tiyatro ve gösteri merkezleri.
Süslü avizelerle döşenmiş tiyatro salonlarından, günümüz mimarisi ile oluşturulmuş modern binalara kadar şehri şehir yapan, hareketlilik sağlayan ve kültürel aktivitelerle buluşturan ABD’nin en önemli gösteri merkezlerini sizin için araştırdık. Seyahatleriniz sırasında bu mekanlardan birinde mutlaka bulunmanızı önererek; sizi tüm ayrıntılar ve gösteri merkezlerinin rotaları için yazımızı okumaya davet ediyoruz.
İçindekiler
- 1 Kent Kültürünün Bel Kemiği: Gösteri Merkezleri
- 1.1 Kauffman Sahne Sanatları Merkezi : Missouri, Kansas City
- 1.2 Fox Tiyatrosu : Michigan Detroit
- 1.3 Central City Opera Binası : Colorado, Central City
- 1.4 Walt Disney Konser Salonu : Los Angeles, California
- 1.5 Radio City Music Hall : New York, New York City
- 1.6 New York’un Simgesi: Radio City Music Hall
- 1.7 Writers Tiyatrosu : Chicago, Illinois
- 1.8 The Egg Gösteri Sanatları Merkezi : New York, Albany
- 1.9 The War Memorial Opera Binası : California, San Francisco
- 1.10 Hollywood Bowl : California, Los Angeles
- 1.11 Red Rocks Amfitiyatrosu : Colarado, Morrison
Kent Kültürünün Bel Kemiği: Gösteri Merkezleri
Çok yüksek gökdelenler ve göz alıcı müzeler, mimarların itibarını artırabilir veya ekonomik anlamda can çekişen bir sanayi kentinin haritadaki yerini geri hatırlatabilir, ancak mimari estetik söz konusu olduğunda, bir bina türü asla gözden kaçırılmamalıdır: Tiyatro ve Gösteri Merkezleri.
Kent kültürünün bel kemiği olan Amerika Birleşik Devletleri’ndeki tiyatrolar yüzyıllardır insanların bir araya geldiği etkinlikler. Operalardan balelere ve filmlere kadar sanat, barındırdıkları performanslar kadar güzel estetik mimaride binalar gerektiriyordu. 19. yüzyılın başlarındaki tiyatrolar, süslü avizeler, ağır perdeler ve altın kaplama tutkusuyla süslü tapınaklardı.
Mimari açıdan en önemli tiyatroları ABD’nin her yerinde biz de bu ruhla aradık. Modern ya da klasik, büyük ya da küçük Amerika’daki Gösteri Merkezleri, dünyanın en seçkin sanatçılarına sahne oluyor. ABD seyahatleriniz sırasında bu mekanlardan birinde mutlaka bulunmanızı önererek Amerika’daki en etkileyici Gösteri Merkezlerini gelin hep beraber keşfedelim.
Kauffman Sahne Sanatları Merkezi : Missouri, Kansas City
Kauffman Center, Habitat 67’yi tasarlamasıyla tanınan uluslararası üne sahip mimar Safdie Architects’ten İsrail-Kanadalı Moshe Safdie tarafından tasarlandı. Her biri bir kabuk şeklinde olan iki ana performans salonuna sahip yaklaşık 285.000 metrekarelik bir tesistir. Safdie, kabukları paslanmaz çelik panellerle kaplamış ve iki mekanı, çelik kablolarla zemine sabitlenmiş 20 metre yüksekliğinde, cam duvarlı bir avlu ile birbirine bağlamıştır.
Panoramik şehir manzarasına sahip cam bir atriyumla birbirine bağlanan iki performans alanından oluşan 316 milyon dolarlık merkez 2011’de seyircilerini ağırlamaya başladı. Mekan, geleneksel Avrupa opera evlerinden ilham alan 1.600 kişilik bir salon ve 1.800 kişilik tiyatroya sahip.
Fox Tiyatrosu : Michigan Detroit
Fox Tiyatrosu Eylül 1928’de açıldığında, dünyanın en büyük ikinci tiyatrosunu görmek için tam 5 bin kişi ziyarete geldi. 10 katlı devasa bina, kırmızı mermer sütunlarıyla göz kamaştırıyor. Fox Tiyatrosu mimar Charles Howard Crane tarafından tasarlanıyor. Bir zamanlar Albert Kahn için çalışan bir Detroitli olan Crane, aynı zamanda Orkestra Salonu, Capitol on Broadway ve State on Woodward’ı da tasarlıyor.
Güçlü Detroit tiyatro sahnesinin bir cevheri olan 5.048 kişilik kapasiteli Fox, aynı zamanda, sesli filmler için yerleşik ekipmanla inşa edilen dünyadaki ilk tiyatro binası olması nedeniyle oldukça popüler oluyor.
Fox Tiyatrolar, Amerika Birleşik Devletleri’nde 1920’lerden kalma, Fox Film stüdyosu sahibi William Fox tarafından inşa edilen daha sonra 1929’da Fox tarafından West Coast Tiyatrolar zinciriyle birleşerek Fox West Coast Tiyatroları zincirini oluşturan büyük bir sinema salonu zinciriydi. Detroit’deki bu tiyatro salonu, Fox Tiyatro zincirinin mihenk taşıdır ve sonunda Ulusal Tarihi Yerler Kaydı’na ve Ulusal Tarihi Simgesel Yerler listesine girmeyi başarmıştır. Bugün, 1920’lerin hayatta kalan orijinal Fox Tiyatrolarından en büyük sinema salonudur.
Detroit’in en önemli noktalarından olan Fox Tiyatrosu, dünyanın en ikonik tiyatro ve müzik mekanlarından biridir. Şov dünyasının en büyük isimlerinden bazılarına ev sahipliği yapmanın yanı sıra, tarihi mekan ödüllü Broadway müzikalleri, interaktif sahne şovları ve değerli tatil favorilerinden oluşan bir koleksiyona sahiptir.
Central City Opera Binası : Colorado, Central City
Diğer tiyatrolara kıyasla oldukça küçük olmasına rağmen, Central City Opera House’un koltuklardaki eksikliğini tarihte telafi ediyor. 1878 yılında Galli ve Cornish altın madencileri tarafından inşa edilen bu taş konser salonu, onlarca yıldır muhteşem performanslara ev sahipliği yapıyor ve ülkenin en eski beşinci opera salonu.
Denver mimarı Robert S. Roeschlaub tarafından tasarlanan 550 kişilik opera binası, Central City’nin “dünyanın en geniş alanına sahip” olarak ün kazanması sayesinde bu küçük Colorado kasabasında kendini öne çıkarttı diyebiliriz. Ancak altın madenleri bittiğinde, bina 19. yüzyılın sonlarından 1932’ye kadar bakımsız kaldı. Gönüllü bir çaba, opera salonunun kapsamlı restorasyonuna ve yeniden açılmasına yol açtı. Bugün, ülkedeki en başarılı yaz opera festivallerinden birine ev sahipliği yapıyor.
Walt Disney Konser Salonu : Los Angeles, California
Los Angeles Filarmoni Orkestrası’na ev sahipliği yapan Walt Disney Konser Salonu, Los Angeles ve ötesinden kültür severlere klasik müzik, çağdaş müzik ve caz müziği ziyafeti sunuyor.
Los Angeles Müzik Merkezi’ne ait üçüncü salon olan Walt Disney Concert Hall’in tam adresi 111 South Grand Avenue, Los Angeles’dir. Hope Street, Grand Avenue, 1st Street ve 2nd Street caddelerinin kesiştiği bölgede yer alan bu konser salonunun en büyük fonksiyonu 2.265 kişilik konser salonudur. Birçok başka yan hizmetleri de olan bina Los Angeles Filarmoni Orkestrası’na ve Los Angeles Büyük Korosu’na (İngilizce: Los Angeles Master Chorale) ev sahipliği yapmaktadır.
Walt Disney’in eşi Lillian Disney’in 1987 yılında hem Los Angeles sakinlerine hem de kocasına adadığı bu projenin tasarlanması fikri doğdu. Kanadalı bir mimar olan Frank Gehry’nin tasarladığı bu konser salonu 23 Ekim 2003 tarihinde resmen açıldı. Salonun akustik tasarımı ise Yasuhisa Toyota tarafından gerçekleştirildi. Walt Disney Konser Salonu’nda yıl boyunca kendi kendine rehberli ücretsiz sesli turlar bulunmaktadır ve giriş ücretsiz!
Radio City Music Hall : New York, New York City
Amerika Birleşik Devletleri‘ndeki en ikonik performans mekanlarından biri olan New York City’deki Radio City Music Hall’dan bahsetmeden bu yazımızı tamamlayamazdık. Her turistin ya da yerlinin mutlaka önünde bir fotoğrafı içeride yaşadığı bir anısı vardır.
1932’de inşa edilen ve Rockefeller Center’ın bir parçası olarak geliştirilen Radio City Music Hall, Art Deco tarzında mimar Edward Durell Stone ve iç mekanları yapan endüstriyel tasarımcı Donald Deskey tarafından tasarlandı. Dünyanın en büyük kapalı tiyatrosu ünvanına sahip olan mekan aynı zamanda dünyanın en büyük sahne perdesine (parıldayan altın renginde) sahiptir. Pek çok insan, bunun şimdiye kadar yapılmış en mükemmel donanımlı sahnelerden biri olduğunu düşünüyor. Bu yüzden de ününü sonsuza kadar koruyacağını biliyoruz.
Manhattan’da bulunan Radio City Music Hall, belki de en çok Radio City Rockettes’in evi ve gösterişli, benzersiz iç dekoru olarak bilinir. 1970’lerdeki maddi sıkıntılara rağmen varlığını sürdüren Radio City Music Hall, bugün çok çeşitli müzik sanatçılarına ve tiyatro yapımlarına ev sahipliği yapıyor. Pink Floyd, The Grateful Dead, Liberace ve Lady Gaga burada unutulmaz performanslar sergilediğini de söylemek isteriz.
New York’un Simgesi: Radio City Music Hall
1932’de açıldığı sırada, Radio City Music Hall, 6.000’den fazla müşterisi olan dünyanın en büyük sinema salonuydu. Hem görkemli hem de aynı zamanda samimi olan çarpıcı art deco iç mekan, 1978’de New York şehrinin simgesi ilan edildi.
1979’a kadar Radio City Music Hall, muhteşem bir sahne şovuyla birleştirilmiş uzun metrajlı filmlerden oluşan bir programı izleyicilerle buluşturdu. 1970’lerde film endüstrisindeki değişiklikler, özel film rezervasyonları almayı zorlaştırdı ve sonunda düzenli film gösterimlerine son verdi. Tiyatro ofis alanına dönüştürülmek üzereydi, ancak 1980’de kurtarıldı, yenilendi ve yeniden açıldı. Halen bazı film prömiyerlerini ve uzun metrajlı gösterimleri sunarken, ana odak şimdi müzik konserleri ve yıllık Radio City Noel Gösterisi de dahil olmak üzere canlı sahne şovları. Ayrıca Grammy, Tony ve MTV Müzik ödüllerine de ev sahipliği yapmıştır.
Canlı bir performansa katılmanın yanı sıra, bir ücret karşılığında (New York City Explorer Pass ile ücretsiz), ayrıca her gün 11:00 – 15:00 saatleri arasında çalışan Radio City Music Hall’un büyüleyici Stage Door’unun keyfini çıkarabilirsiniz.
Writers Tiyatrosu : Chicago, Illinois
Chicago’nun North Shore köyü Glencoe’de bulunan, ulusal çapta tanınan Writers Theatre’ın bu yeni binası, kurumun görünürlüğünü genişletmek ve yeni müşterilerin ilgisini çekmek amacıyla 2016’da açıldı.
Her şeyden önce tiyatro binası çok güzel. Gösteri için biraz erken gelmenizi ve muhteşem bir yerde oturup bir şeyler içmenin keyfini çıkarmanızı tavsiye ederiz. Oyunlar sürekli olarak yüksek kalitededir. Stres veya güçlük olmadan gösterişli bir akşam arıyorsanız, Writers Theatre harika bir seçenektir.
The Egg Gösteri Sanatları Merkezi : New York, Albany
Albany’deki bu mekana neden bu adın verildiğine şaşmamak gerek: Heykeli andıran yapı, kaide üzerindeki yumurtaya benzemesiyle öne çıkıyor. Ancak Egg’in mimarisi göründüğünden daha karmaşık. Empire State Plaza projesinin bir parçası olarak yüzyıl ortası New York City merkezli Harrison & Abramovitz firması tarafından tasarlanan Egg’in yapımı tam 12 yıl sürdü ve 1978’de iki tiyatroyla açıldı.
Maksimum 982 kişilik kapasiteli Kitty Carlisle Hart Tiyatrosu, müzikal tiyatro gösterileri ve konserler için seti ayarlayan bir hidrolik kaldırma özelliğine sahip sahnesini de mevcut. Lewis A. Swyer Tiyatrosu, oda müziği konserleri, konferanslar ve solo sanatçılar için alanı daha samimi hale getiren 450 kişilik bir seyirciye ev sahipliği yapıyor.
New York eyaletinin başkenti olan bu hafif gotik şehir sakin ve durgun yapısıyla New York City’nin o hızlı hayatından uzak sakin bir nefes aldırıyor. Özellikle The Egg binası kocaman devasa duruşuyla downtownda kültür merkezi olarak turistler tarafından da oldukça ilgi görüyor. Yolunuz düşerse kesinlikle uğranılmasını, düşmese de mutlakla programınıza almanızı tavsiye ederiz.
The War Memorial Opera Binası : California, San Francisco
San Francisco Savaş Anıtı ve Gösteri Sanatları Merkezi, toplamda yaklaşık 7.000 koltuk kapasiteli devasa bir komplekstir. Ama en gözde bina The War Memorial Opera Binası olmaya devam ediyor.
San Francisco Belediye Binası’nı tasarlayan aynı mimar olan Arthur Brown, Jr. tarafından tasarlanan The War Memorial Opera Binası, 1932’de açıldığında ABD’de inşa edilen son Beaux-Arts yapılarından biriydi. Büyük sütunlar, süslü detaylar ve 38 fit yüksekliğinde yükselen bir tavana sahip ana lobi, hem I. Dünya Savaşı’nda görev yapanlar için bir anıt hem de San Francisco Operası için uygun bir ev olarak hizmet ediyor.
Bu opera binasında kendinizi Romalıların yaşadığı bir zamana taşınmış gibi hissedeceksiniz. Görkemli beyaz sütunları ve aydınlatmasıyla, manzarasından sızan büyüyü hissetmemeniz imkansız. 1931’de inşasından sadece bir yıl sonra San Francisco Operası’nın resmi yeri oldu. Aynı zamanda San Francisco Balesi’ne de ev sahipliği yapıyor. Gösteri sanatları kompleksi, hayal edebileceğiniz her türlü performansa uygun dört farklı salona sahip. Sıcak ve davetkar Louise M. Davies Senfoni Salonu, The Green Room’un zarif zarafeti, Herbst Theatre adlı samimi bir konser mekanı ve son teknoloji Harold L. Zellerbach Prova Salonu var. Gaziler Anıtı’nı da unutmayalım! Birinci katta, savaş ve tarihi olaylardan hatıraların bulunduğu bir kupa odası bulacaksınız.
Hollywood Bowl : California, Los Angeles
Listemize Amerika’daki en ünlü açık konser mekanları ile devam edelim.
Los Angeles, CA’daki Hollywood Tepeleri’nde yer alan The Hollywood Bowl, Rolling Stone dergisi gibi yayınlar tarafından Amerika’nın en iyi müzik mekanlarından biri olarak tanınan bir amfi tiyatrodur ve “Hollywood Simgesine” yakınlığı ile tanınır. 1922’de açılan 17.500 kişilik mekanda sanatçılar her yıl burada tarihi gösterilere imza atıyorlar. Tüm dünyadaki en tanınmış konser mekanlarından biri olmasıyla birlikte önemli de bir turizm merkezidir. Mekan yıllar boyunca Elton John, Jimi Hendrix, The Doors, Nine Inch Nails ve daha binlerce büyük isme ev sahipliği yaptı.
1920’de Gertrude Ross ve Anna Ruzena Sprotte tarafından verilen piyano konseri, Hollywood Bowl’da düzenlenen ilk etkinlikti. İkili sahne olarak eski bir ahır kapısını kullanmıştı. Hollywood Bowl, konsere gelenlerin şarap şişeleri de dahil olmak üzere kendi alkollü içeceklerini getirmelerine izin veriyor ki bu da eşsiz bir deneyim. Tepeyi tırmanmanız gerekecek olsa da Bowl’un en arkasındaki koltuklar, yaz etkinliklerinin çoğu için hala sadece 1 dolar. Bowl’un dev video ekranları sayesinde, sahneyi rahatlıkla görebilirsiniz.
Red Rocks Amfitiyatrosu : Colarado, Morrison
Red Rocks Amfitiyatrosu, benzersiz konumu sayesinde düzenli olarak Amerika Birleşik Devletleri’ndeki en iyi amfitiyatro olarak bilinir. İlk olarak 1941’de açılan mekan, 9500’den fazla katılımcıya ev sahipliği yapıyor ve deniz seviyesinden 6,450 fit yükseklikte bulunuyor. Rock ve metal gruplarından opera sanatçılarına kadar her türlü müzikal gösteri Red Rocks’ta izleyicileri ile buluşuyor.
Denver, Colorado’dan birkaç mil uzakta doğal bir kaya yanına inşa edilen amfitiyatroda muhteşem manzaralar ve inanılmaz bir akustik vardır. Çok az müzik mekanı, Red Rocks Amfitiyatrosu kadar şaşırtıcı doğal bir manzaraya sahip olabilir. Geçtiğimiz 100 yıl boyunca U2, The Blues Brothers, Depeche Mode, The Beatles ve Rush gibi ünlü müzisyenlerin sayısız canlı performanslarına ev sahipliği yaptı.
Red Rocks o kadar özel ki, endüstri dergisi Pollstar’dan En İyi Küçük Açık Hava Mekanı ödülünü o kadar çok kazandı (11!), dergi kupanın adını Red Rocks Ödülü olarak değiştirdi, böylece mekan artık dünya çapında ün kazanmış oldu.