Osmanlı’dan Amerika’ya Göç Dalgası “1.”
ABD’ye Osmanlı topraklarından yapılan birinci göç dalgası 1820’de başlayıp, birinci dünya savaşının sona ermesi ile biten yaklaşık yüz yıllık bir dönemi kapsamaktadır. ABD’ye birinci göç dalgası ile gelen Türklerin ABD’deki hayatları, yaşadıkları zorluklar ve yeni topluma entegrasyonları hakkında bilgilerimiz oldukça sınırlıdır. Frank Ahmed’in yazdığı “ABD’deki Türkler: Osmanlı Türk’ünün Göçü” bu anlamda en önemli kaynaktır. Amerikan göçmen bürosu verilerine göre, bu dönem zarfında 400 bine yakın kişi Osmanlı İmparatorluğu’ndan Amerika’ya göç etmiştir. Bu göçmenler arasında bulunan 50 bin göçmenin Müslüman olduğu düşünülmektedir. Osmanlı Devleti kaynaklarına göre ise 1885-1912 arasında 80,000 kişinin Amerika’ya göç etmiştir. “Türklerin göç hikayesi Amerika’daki ilk Türkleri” isimli kitabıyla Osmanlıdan ABD’ye yapılan göçlere ışık tutan Frank Ahmed’e göre aradaki fark Osmanlı devletinden göç eden bir çok göçmenin, kaçak olarak ABD’ye göç etmiş olmasından kaynaklanmaktadır. İlk göç dalgasında dikkat çeken diğer önemli noktalardan birisi de, göçmenlerin Türkiye’deki ikamet yerleridir. Türk göçmenlerinin bir çoğu Harput (Elazığ), Antep, Trabzon, Akçadağ, Dersim (Tunceli), Siverek, Rize ve Samsun gibi daha çok Anadolu’nun doğusunda bulunan vilayetlerden geliyorlardı. İzmir ve Mersin’den de göç edenler olmuşsa da, bu göçmenlerin sayısı doğu vilayetlerinden göç edenlere göre oldukça azdır. ABD’ye yapılan göçlerin çoğunlukla aynı yerlerden olması da sebepsiz değildi. Harput’ta bulunan Amerikan Misyoner Okulu ve Anadolu’da faaliyet gösteren Amerikan Board Heyeti o yıllarda Yeni Dünya’nın Anadolu’da bilinmesine yönelik tanıtım faaliyetleri yapıyorlardı.
Anadolu köy ve kasabalarından gelen bu birinci dalga göçmenler, Trabzon ve Samsun limanlarından fındık yükleyen Fransız gemilerine binerek Marsilya üzerinden ABD’ye geçmişlerdir.
Birinci göç dalgasıyla ABD’ye gelen Türklerin diğer bir özelliği ise, kendilerini Türk olarak değil de, Osmanlı ya da Müslüman olarak tanımlamalarıydı. Türkiye’den ayrıldıkları zaman Türkiye Cumhuriyeti henüz kurulmamış ve milliyetçilik akımı yaygınlaşmamıştı. Bu nedenle ilk göç dalgasıyla giden Osmanlı vatandaşlarının kimliklerinin asıl belirleyicisi ulustan ziyade din temelliydi. Birinci göç dalgasındaki Türklerin göçlerinin temel sebebi ekonomikti. O yıllarda Osmanlı Devleti’nde ekonomik zorluklar yaşanmaktayken, ABD’de iş gücüne ihtiyaç duyulmakta, ABD yoksul Anadolu halkı için gün geçtikçe cazip hale gelmekteydi.
Yine ABD’ye aileleriyle beraber göç eden Avrupalılardan farklı olarak göçmen Müslüman Osmanlı vatandaşlarının hemen hepsi genç ve bekar erkeklerden oluşuyordu. Eş ve çocuklarını ABD gibi uzak ve farklı dinden bir ülkeye götürmeyi düşünmemişlerdi. Washington’da bulunan Osmanlı büyükelçiliğinin 1889 tarihli istatistiklere göre Osmanlı’dan gelenlerin yüzde 83’ü erkekti. Türkler arasında bu oran yüzde 93’e kadar çıkıyordu. Frank Ahmed’in Osmanlı vatandaşlarının göç hikayesine belgelerle ışık tutan kitabında ABD’ye göç eden Türklerin anlattığı hikayeler zamanın şartlarından ve insanların olaya bakışı açısından ilginç kesitler sunmaktadır. Bu hikayelerden yola çıkıldığında genç ve bekar erkekler olarak ABD’de iş bulmak üzere yola çıkan Osmanlı vatandaşlarının hiçbir şekilde İngilizce bilmediklerini, hatta çoğunun Anadolu’da kendi bölgelerinin dışına çıkmamış insanlar olduğunu, bir kısmının ABD’ye Müslüman oldukları için alınmayacaklarını düşünüp isim değiştirdiğini ya da Ermeni veya Süryani olarak tanıttıklarına dair bilgilere yer verilmiştir.
Birinci göç dalgasıyla ABD’ye giden Osmanlı vatandaşları ABD endüstrisinin işçiye ihtiyaç duyduğu New York, Massachusetts, Michigan, Illinois, Pennsylvania gibi endüstrinin ağırlıkta olduğu eyaletlere gitmişlerdir. Chicago, Pittsburgh, Detroit, Philedelphia, New York, Peabody, Salem gibi şehirler o yıllarda göçmenlerin akın ettiği endüstri merkezleriydi. Avrupa’nın değişik ülkelerinden gelen diğer göçmenler gibi Türkler de Ellis adasından ABD’ye geçiş yaptıktan sonra diğer bölgelere dağılmışlardır. Ellis adası Amerikalı yetkililerin, bütün göçmenlerin sağlık kontrolünü yaptığı ve sorguya çektiği ve göçmenlerin bölge bazında dağıtımlarını yaptıkları önemli bir karşılama merkeziydi. Birinci göç dalgasıyla giden göçmenlerin yoğunlukla çalıştığı firmalardan biri olan Ford Motor Şirketi’nin Detroit fabrikalarında çoğu Elazığ kökenli 7 binden fazla Türk işçinin çalıştığı bilinmektedir.
Osmanlı Devleti’nden ABD’ye ilk göç dalgası sürerken, Osmanlı hükümetinin, çeşitli nedenlerle ülkeden göç edenlerin göçlerini engelleme konusunda tutarlı bir politika benimsememiş, ileriki dönemlerde bu göç hareketini engellemek adına önemli tedbirler almıştır. Osmanlı Devleti ABD’ye göç hareketinin artması sonucunda askerlik görevi yapacak insan sayısının azalmasından, Müslümanların din değiştirmesinden, vergi tabanının azalmasından endişe duymuş ve dış göçü engellemek adına bir takım kısıtlamalar getirmiştir. Osmanlı devleti bu sorunla ilgili olarak 1874 yılında vatandaşlarının haklarının korumak ve ülkenin güvenliğini sağlamak amacıyla Tabiiyet Kanunu’nu çıkarmıştır. Bu kanunla birlikte devletin Amerika’ya giden ve Amerikan vatandaşlığına geçen Ermenilerin sayısı ve göç faaliyetleri kontrol altına alınmaya çalışılmıştır. Ek olarak Osmanlı Devleti 1894 tarihli Pasaport Nizamnamesinin 9. maddesinde; ticaret, sanat ve servet sahibi olmayanların pasaport talep etmeleri durumunda, kefil göstermeleri zorunluluğunu getirilmiştir. Bu düzenleme maddi nedenlerden dolayı başka ülkelere göç etme potansiyeli olan tebaanın göç etmesinin önüne geçmeye yönelik bir tedbirdir.
Amerika’ya Göç Dalgasıyla “1.” Gidip Dönenler
Hıristiyan bir ülkede ölmek istemiyorlardı. 1930’lu yıllarda neredeyse hepsi geri döndü. Bir araştırmaya göre Türkler yüzde 86 ile bu dönemde Amerika’ya göç edenler arasında geri dönüş oranı en yüksek olan
Osmanlı Devleti’nden ABD’ye Birinci Dünya savaşı öncesinde giden ilk Türk göçmenlerle ilgili dikkat çeken önemli bir husus bu göçmenlerin %80’sinin yeni Türkiye Cumhuriyetinin kurulması ile birlikte geriye dönmesidir. Birinci Dünya Savaşı’nın bitmesiyle ABD’den ülkesine dönen Türklerin sayısının ülkelerine dönen Hristiyanlardan üç kat fazla olduğu kaynaklarda geçmektedir. Frank Ahmed’in konuyla ilgili belge niteliği taşıyan önemli kitabında ABD’den Türkiye’ye geri dönen Türklerin sayısı 25,000 olarak verilmiştir. Yaşadıkları Türk mahallelerini arkalarında bırakan Osmanlı göçmenleri yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu vatanlarına Atatürk’ün gönderdiği ünlü “Gülcemal” gemisiyle dönmüş; Amerika’da aldıkları eğitimi, edindikleri mesleki bilgileri ve tecrübeleri yeni Türkiye Cumhuriyeti’ni desteklemek üzere kullanmışlardır.
Amerika’ya Göç Dalgasıyla “1.” Gidip Yerleşenler
Türklerin yeni kurulan Türkiye’ye dönüşleri arkada eskiden Türklerin yoğunlukta olduğu boş Türk mahalleler bırakmıştır. Ülkelerine geri dönen Türklerin ardında, ABD’de kalmayı tercih eden az sayıda Türk eskiden çoğunlukta oldukları semtlerde azınlık durumuna düşmüştür. Bu nedenle, göç edilen ülkede kolektif olarak kalıcı olmanın önemli unsurlarından olan kurumsallaşma, ilk Türkler arasında oldukça düşük düzeyde kalmıştır. Okul açma ve dernek kurma gibi faaliyetler, daha çok İkinci Dünya Savaşından sonra giden Türkler tarafından gerçekleştirilmiştir. Büyük çoğunluğu Türkiye’ye dönen göçmenler arasında Amerika’da kalmayı tercih edenler kendileri gibi göçmen yabancılarla evlenip Amerika’ya yerleşmiş; ancak yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ni asla unutmamışlardır. Savaştan sonra yetim kalan çocuklar için aralarında para toplayarak Ankara’da bir çocuk yuvası kurmuş, Verem savaş ve Kızılay’a bağışta bulunmuşlardır. Amerika’ya giden Osmanlı vatandaşı göçmenlerden bir kısmı Amerika’da büyük başarılar elde etmiştir. Örneğin tütün şirketi devlerinden Philip Morris’in kurucusu Morris Şinasi, 1885 yılında Manisa’dan göç etmiş Seferad Yahudi’si bir aileye mensuptur. ABD’de büyük bir servet kazandıktan sonra Manisa’da büyük bir hastane yaptıran Morris Şinasi’nin yanı sıra ünlü film yönetmeni Elia Kazan da Kayseri’den küçük yaşta ABD’ye göç etmiş bir Osmanlı vatandaşıydı. Pulitzer ödüllü yazar William Saroyan’ın anne ve babası Bitlis’ten, ünlü şarkıcı Eydie Gormé’nin ailesi Çanakkale’den ABD’ye göç etmiştir. Yine ünlü pop şarkısıcısı Neil Sedaka’nın büyükanne ve büyükbabası İstanbul’dan göç etmiş Türk Yahudilerindendir. Babaları ABD’den ünlü avukatı olan ve günümüzde magazin dünyasının ünlü ailelerinden olan Kardashian’lar günümüzde Kars’a bağlı Karakale ilçesinden ABD’ye göç etmiş Osmanlı vatandaşı üçüncü kuşak Ermeni ailelerdendir.
Kaynak: “ABD’deki Türkler: Osmanlı Türklerinin Göçü, 1986, Frank Ahmed”